Gölbaşı’nda Almanca Kursu

Gölbaşı Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlediği Almanca kursunda başarılı olanlara sertifikaları verildi.

Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ali Kaya, törende yaptığı konuşmada, ilçede 2007’den bu yana 44 adet Almanca kursu açıldığını ve kurslara 744 kişinin katıldığını hatırlattı. Kursiyerlerin açılan sınavlardaki başarı oranının yüzde 99 olduğunu ifade eden Kaya, şöyle konuştu:

“Kursiyerler kurs bitiminde Alman Kültür Merkezi’nde yazılı ve sözlü sınavdan geçirildi. Bu yapılan sınav sonucunda ise 20 kursiyer arkadaşımız daha sınava girdi ve hepsi de sınavı başarılı bir şekilde kazandı. Kazanan tüm arkadaşları tebrik ediyorum.”

Muhabir: Emin Tezerdi /Adem Yılmaz

Yayıncı: Ahmet Caner Baysal -ADIYAMAN

Almanca öğretmenleri Ek atama istiyor

Öğretmen atamalarında,almanca atamalarının yetersiz olduğunu düşünen almanca öğretmenleri Türkiyedeki almanca öğretmeni açığının hala çok olduğunu düşünüyorlar. Ayrıca lisede ingilizceden sonra ikinci sırada gelen yabancı dil olan, almanca eğitiminin ortaokullarda da yaygınlaştırılması gerektiğini de düşünüyorlar.

 Öğretmen atamalarında,almancaatamalarının yetersiz olduğunu düşünen almanca öğretmenleri Türkiyedeki almanca öğretmeni  açığının hala çok olduğunu düşünüyorlar. Ayrıca lisede ingilizceden sonra ikinci sırada gelen yabancı dil olan, almanca eğitiminin ortaokullarda da yaygınlaştırılması gerektiğini de düşünüyorlar.Haksızda sayılmazlar çünkü hem liseleri anadolu liselere dönüştürüyoruzhemde yabancı dil eğitimlerine önem vereceğini söylüyoruz,ama okullardakiyabancı dil eğitimcilerinin sayılarını bir türlü arttıramıyoruz.yabancı dil öğretmenlerinin açıklarını ücretli öğretmenler ile kapatmak ne kadar hedefimize ulaşmamızı sağlar ,bunu da düşünmek gerekir.Yani yabancı dil eğitimcilerinin norm açıkları kadrolu atamalar ile ancak giderilebilinir.

Yabancı dil eğitimine önem verilme hedefini avrupa birliği serüveninde olumlu bir hedef olarak görüyorum.Tabi bu hedefe ulaşılabilinirse.Şunu da söylemekten kendimialıkoyamıyorum”hedeflere ulaşmak için eğitimin ihtiyaçları düşünülerek eksik kalan yanları giderilmeye çalışılır!”Doğrusunu söylemek gerekirse Fransızca öğretmen atamasına kontejan bile ayırmayarak ve almanca öğretmen atamasına da sadece 410 kişilik kontejan verilmesi 74 milyonluk türkiyenin ihtiyacını kesinlikle karşılayamaz.

Birde Almanca öğretmenlerinin seslerine kulak vermek gerekir;

“Sayin yetkili… Bildiginiz gibi artik duz lise yok.liseler anadolu lisesine donusturuldu.bu liselerde de ikinci yabanci dil zorunludur ve neredeyse butun liselerde Almanca seciliyor.bize ayrilan kadro sayisi sadece 410’dur.bu sayi istanbuldaki liseler icin bile yeterli degildir.tum Turkiyedeki liselerde ucretli ogretmenler mi calistirilacak? Yillardir magdur edildik, cunku Anadolu liselerine ilk atama yolu kapaliydi.Bu sene bu engel kaldirildi ama yine de bize ayrilan kontenjan sadece 410’dur. Ek alim istiyoruz.acigimizin kapanmasi icin 4 haneli kadro sarttir Bizim dersimizi bizden baska kim ogretebilir ki? Almancayi kim ogretebilir? Bu sorun artik goz ardi edilmemeli ikinci yabanci dil olan Almancaya gereken onem verilmelidir. Ek atamayla bu mağduriyetin giderilmesini istiyoruz.yoksa bu egitim ogretim yilinda ikinci yabanci dil derslerinde buyuk bir kaos yasanacaktir.hala donusumunu tamamlamamis liseler var, onlar da donustukten sonra ortaya cikacak acigi siz dusunun . Daha aydin bir Türkiye icin 1 yabanci dil yetmez. Ayrica Almancanin ilkogretim mufredatina eklenmesini de istiyoruz.
Atama bekleyen Almanca Öğretmenleri

Almanca öğretmenlerinin düşünceleri bunlar;dediğim gibi haksız da sayılmazlar.Hatta diğer bir gerçek var ki”Türklerin ikinci bir vatanı da Almanyadır” diye bir söz var.İngilizce de olduğu gibi adiğer yabancı dil eğitimlerine gerekn önem arttırılarak okullarda kadrolu sayıları arttırılması lazım.

Sedat DEGER
Kezbonita_86@hotmail.com
eğitimci yazar
mebpersonel.com

Almanca Öğretmenlerinin Çığlığı!

2013 yılı öğretmen atamaları Ağustos ayı içinde yapılacak. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine ve geçmiş yıllardaki atamalara bakıldığında, yaklaşık 40-45 bin civarında öğretmen ataması yapılacağını tahmin ediyoruz.

Önemli bir istihdam sorunu yaşayan Almanca öğretmenleriyle ilgili olarak, Milli Eğitim Bakanlığının ihtiyaç durumu, açık olmasına rağmen neden yeterince atama yapılmadığı ve bu zamana kadar kaç öğretmen atandığı gibi hususlar Bakan Avcı’ya sorulmuştu. Bakanlıktan gelen cevaba göre 2002 yılından beri Almanca alanında ataması yapılan öğretmen sayıları şu şekilde:

screenshot001-008.jpg

Bakanlık, 29 Nisan 2013 tarihi itibariyle bağlı resmî eğitim kurumları itibariyle Almanca alanında ihtiyaç duyulan öğretmen sayısını 1 235 olarak açıklamasına rağmen, Ağustos atamalarında, 75 Almanca öğretmeni atanacağı duyumları alınıyor. Bu sayının ne Almanca öğretmeni açığını kapatması, ne de binlerce mezunun beklentilerini karşılaması mümkün.

Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere 17 kamu üniversitesinde eğitimine devam eden Almanca Öğretmenliği bölümlerinin toplam kontenjanı 873 civarında. Yani her yıl bu sayıda öğretmen adayı bölümlerinden mezun olarak “Atanamayan öğretmenler” kervanına katılıyor. Son 10 yıllık atama sayılarına bakıldığında ise toplam 350 sayısını görüyoruz. Mezun sayısı ve atama sayısı karşılaştırıldığında, ortada çok vahim bir durumun olduğu görülüyor.

Geçtiğimiz eylül ayında 40.000 kişilik öğretmen ataması yapıldı. Bu atamalarda Almanca öğretmenliği için 3 kadro ayrıldı.

Kamuoyunda ve aday Almanca öğretmenleri arasında, Bakanlığın geçen yıl sadece 3 öğretmen atamasının nedeninin, Eğitim-Sen’in Milli Eğitim Bakanlığı’na açtığı dava sonucunda Danıştay’ın Anadolu Liselerine ilk atamayı durdurması kararı olduğu, düşünülüyor. Ancak bu gerekçe bu yıl ortadan kalktı. Çünkü 2013 eğitim-öğretim yılı sonu itibarıyla, genel liselerin tümü, Anadolu Liselerine dönüştürüldü. Yani Anadolu Liselerine Almanca öğretmeni branşından, ilk atama yapılamazsa, diğer branşlardan da atama yapılmaması gerekir. Atamaların yaklaştığı bu günlerde, Bakanlığın bu sorunu bir şekilde aşması gerekiyor.

Almanca dersi hemen hemen tüm Anadolu Liselerinde zorunlu ikinci yabancı dil dersi; fen liseleri, öğretmen liseleri ve sosyal bilimler liselerinde de seçmeli dil olarak okutuluyor. Ancak birçok lisede, seçmeli dil dersinin, hatta ikinci yabancı dil dersinin Almanca öğretmeni yokluğu nedeniyle, İngilizce olarak seçildiği de biliniyor.

Yine, diğer alanlardaki öğretmen açıklarının, ücretli öğretmenlerle karşılanması gibi, Almanca öğretmeni açıkları da, ücretli öğretmenlerle karşılanıyor.

Almanca derslerinin ücretli öğretmenlerle karşılanması veya bu derslerin seçmeli ders olarak seçilmemesi sonucu, 2012 yılı LYS test ortalamalarında, 80 soruda 49,61 olan doğru sayısı; % 20’lik bir azalmayla, 2013 LYS test ortalamalarında, 80 soruda 40,69 doğruya düşmüştür.

Konunun bir başka boyutu da şu; Avrupa’da en çok konuşulan anadil olan Almancanın Türkiye için önemi çok büyük. Almanca bilgisi sayesinde, 180 milyon Avrupalıyla ana dilinde iletişim kurmak mümkün. Almanya’nın, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olmasının yanı sıra Türkiye’de 1000’den fazla Alman şirketinin bulunması ve her yıl 3 milyonu aşkın Alman turistin, Türkiye’yi ziyaret etmesi de, Almancanın, Türkiye’de ticaret ve turizm açısından ülke ekonomisine en çok etkiyi gösterecek ikinci dil durumunda olduğunu gösteriyor.

Bu nedenlerle, 4+4+4 eğitim reformuyla ortaokullarda da uygulamaya konulan seçmeli ders paketlerinden “Dil Paketi”nde, İngilizcenin yanında Almanca ve Fransızcanın da seçmeli ders olarak seçilebilmesi gerekir. Çünkü 2. yabancı dil derslerinin 1. yabancı dil dersleri gibi ortaokul döneminde başlaması daha sağlıklı. Böylece hem daha hevesli, enerjik bir ortamda hem de yeteneğin daha erken keşfedildiği dönemde öğrencilere daha sağlıklı eğitim verilebilir.

Bakanlık’tan beklenen, Almanca dil eğitimine gereken önemin verilmesi, eğitime yapılan yatırımın hesabının yapılmaması, ne kadar Almanca öğretmeni açığı varsa, (en az 1000 atama) bu açığın kadrolu atamalarla karşılanması, diğer branşlarda olduğu gibi Almanca branşında da ücretli öğretmen istihdam edilmemesi, öğrenci ve öğretmenlerin mağduriyetinin, Ağustos atamalarıyla giderilmesidir.

Atama bekleyen binlerce Almanca öğretmeni adayının umudu ve beklentisi bu yöndedir.

Almanca Öğretmenliği Taban Puanları

2014 Yılında Üniversite bölüm tercihi yapacak olan ve Almanca Öğretmenliği bölümünü seçecek üniversite adayları için Almanca Öğretmenliği Taban ve Tavan puanları ile Almanca Öğretmenliği 2013 YGS LYS Yerleştirme Başarı sıralamasını sırasını bir araya getirdik … Bu puanlar 2013 Üniversite yerleştirme puanlarına göre elde edilmiş olup 2014 YGS ve LYS’ye girip tercih yapacaklar bu puanları göz önünde bulundurmalılar . 2013 2014 Almanca Öğretmenliği Taban Puanları ve Başarı Sıralaması Şöyle :

Üniversite Adı Programın Adı Puan Türü Kont. En Küçük Puanı En Büyük Puanı
Gazi Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 57 292,65696 434,20192
Anadolu Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 72 278,69919 434,72064
Uludağ Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 62 278,29071 416,11170
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 52 266,91463 384,03967
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 47 259,05325 352,81577
Erciyes Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 36 255,21250 449,38181
Çukurova Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 82 249,39949 413,83700
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 57 247,26027 393,51987
Trakya Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 57 243,97924 375,52399
Necmettin Erbakan Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 57 243,07996 377,44062
İstanbul Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 67 235,89433 450,37672
Atatürk Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 72 225,75064 365,56716
Hakkari Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 31 217,23445 425,74077
Dicle Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 57 210,89962 506,87487
Marmara Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 67 202,64836 458,16612
Dokuz Eylül Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 72 200,11600 413,66781
Hacettepe Üniversitesi Almanca Ögretmenligi DIL-1 57 196,12225 428,43388

Almanca Öğretmenliği Bölümü Taban Puanları 2013 2014, Almanca Öğretmenliği Başarı Sırası 2013 2014, Almanca Öğretmenliği Bölümü Olan Üniversiteler, Almanca Öğretmenliği Puanı 2013, Almanca Öğretmenliği Puan Türü, Almanca Öğretmenliği Bölümü İçin Kaç Puan Gerekir, Almanca Öğretmenliği YGS LYS Taban ve Tavan Puanları 2013, Almanca Öğretmenliği Bölümü Hangi Üniversitelerde Var

Atanamayan Almanca Öğretmenleri Çözüm Bekliyor

Atanamayan Almanca Öğretmenleri Bakan Nabi Avcı dan Çözüm Bekliyor

2013 KPSS geride kaldı. Alan bilgisi sınavının da ilk defa uygulandığı yeni sistem; sınav sonrası birçok tartışmayı da berberinde getirdi. KPSS’nin nitelikli öğretmen seçmek adına uygulanan bir sistem olmadığı, Alan Sınavı sorularıyla da bir kez daha ortaya çıktı, bu bilinenin tekrarıydı. Çünkü KPSS öğretmenlerin arasında adaletli bir seçim yapmak adına uygulanan bir atama sınavı değil, tam aksine ataması yapılmayan on binlerce öğretmenin yaşadığı mağduriyetin üzerine örten bir karabasan sadece. Bugün sınav sonrası gelecek kaygısı yaşayan ve tek umudu atanarak öğretmenlik mesleğini yapmak olan on binlerce öğretmen yeniden belirisiz bir bekleyişin içine girdi. KPSS sonuçlarının açıklanması, kontenjanların belirlenmesi ve ardından atama sürecinin işletilmesi..

Bu sürecin atama bekleyen öğretmenlerin yaşadıkları mağduriyetleri gideremeyeceği ve eğitim sorunlarına çözüm olamayacağı ise aşikar. Siyasi irade gittikçe derinleşen ve toplumsal bir vaka halini alan bu probleme kalıcı bir çözüm getrirecek bir yaklaşımdan çok uzak çünkü. Nabi Avcı’nın Mİlli Eğitim Bakanı olmasıyla yeşeren umutlar çoktan yerini hayal kırıklığına bıraktı bile. En son Siirt’te yeni bir hayata adım atamadan; yapmak istediği öğretmenlik mesleğini, yaşamını KPSS’de sorulan saçmalıklara kurban veren Mehmet Sadık Güneş’in yaşadıkları bunun en açık ispatı. Bu durumu görmezden gelen, yaşananlar karşısında tepkisiz kalan, yaşamlarının en verimli döneminde içine girdikleri çıkmazdan kurtulamayanlara destek olmayan herkes vicdani bir sorumluluğu paylaşmaktadır. Sayıları onlarca ilimizin nüfusundan bile fazla olan atama bekleyen öğretmenler artık çözüm bekliyor.
Tüm bu sorunların çözümü adına; ücretli öğretmenlik sistemi kaldırılmalı, MEB’in de resmi olarak açıkladığı ihtitaç olan 127 bin öğretmen bu yıl içinde atanmalıdır. Kalabalık sınıflar ve eksik derslikler sorunu çözülmeli, ihtitaç duyulan okulların yapımları tamamlanmalı ve atama bekleyen öğretmenlerin beklentileri karşılanmalıdır. Her fırsatta büyüyen ekonomiden söz eden ve 2023 hedefleriyle kalkınma planlarından, dünyanın 10. büyük ekonomisi olma fikrinden yola çıkanların, eğitim sistemimizin kronikleşen bu sorunlarını çözmeden hiçbir başarı elde edemeyeceği ortadadır.
Atanamayan Öğretmen’lerden Meb Bakanı Nabi Avcı’ya Mesajlar;

Sayın Bakanım,

2012 döneminde “Almanca öğretmenliği” kontenjan sayısı 3’tür. 2011 yılı haziran atamasında bu sayı 175 idi. Aynı yılın ağustos ayındaki atamada ise kontenjan 41 olarak belirtilmişti. Anlaşıldığı üzere 2011 yılı Almanca öğretmenliği ilk atama sayısı 216’dır. 2012 senesi şubat ayına baktığımızda Almanca öğretmenliği için hiçbir kontenjan açılmadığını görmekteyiz. bir açıklamasıyoktur.Geçtiğimiz eylül ayında 40.000 kişilik öğretmen ataması yapıldı. Bu atamalarda Almanca öğretmenliği için yazıyla ÜÇ, rakamla 3 kadro ayrıldı.Benimle aynı durumda olan binlerce Almanca öğretmeni arasından benim şansım, yılbaşı piyango biletime büyük ikramiyenin isabet etmesi ihtimaliyle neredeyse aynı Biliyoruz ki, resmi olarak 3000’den fazla (tam söylemek gerekirse 8400) kadro açığı var. Açık bu kadar çokken neden ÜÇ (3) kadro verildiğini araştırdığımızda, nedeninin Eğitim-Sen’in Milli Eğitim Bakanlığı’na açtığı dava sonucunda Danıştay’ın Anadolu Liselerine ilk atamayı durdurması kararı olduğu sonucuna vardık.

Peki, bu hepimizi nasıl etkiliyor?

Almanca dersi hemen hemen tüm Anadolu Liselerinde zorunlu ikinci yabancı dil dersi; fen liseleri, öğretmen liseleri ve sosyal bilimler liselerinde de seçmeli dil olarak okutuluyor. İlk atamalar durdurulunca, Almanca öğretmenlerinin atanabileceği neredeyse hiçbir okul kalmadı. ama artık Anadolu liseleri kararı kalkıp ilk atamaya açıldığı için önümüzde engel kalmadıAlmanca dersi tüm Anadolu Liselerinde zorunlu ikinci yabancı dil dersi; fen liseleri, öğretmen liseleri ve sosyal bilimler liselerinde de seçmeli dil olarak okutuluyor. İlk atamalar durdurulunca, Almanca öğretmenlerinin atanabileceği neredeyse hiçbir okul kalmadı. ama artık Anadolu liseleri kararı kalkıp ilk atamaya açıldığı için önümüzde engel kalmadıen az 1000 kontenjan vermemeleri için hiç bir sebep yok. Almanca dersleri boşgeçmesin artık
Biliyoruz ki, seçmeli dil olarak okutulan okullarda bile Almanca öğretmeni olmadığı için, Öğrencileri ingilizce dersini seçmeye zorlayan okullar da var.

Sayın Nabi Avcı en çok ihtiyaç duyulan 15 branşta alan sınavının yapıldığını daha önce söylemişti. Bizde bu sözüne güvenerek yıllarca mağdur edilen Almanca Öğretmenlerinin atanma sorununun ivedilikle çözüleceğini ve KPSS 2013 atamalarında ihtiyaca göre atamamızın yapılmasını istiyoruz. (Ücretli çalıştırılarak mağdur edilmek istemiyoruz)
SAYGILARIMIZLA
ATAMA BEKLEYEN ALMANCA ÖĞRETMENLERİ/Tülay Güzeldağ

Yıllardık okuduk ülkeye milletimize kendimize faydalı bir meslek sahibi olalım dedik..Tüm zorluklara rağmen diplomayı aldık ve öğretmen olduk..Kpss ye geçen yıl girdim ilk 100deydim ama malesef koca Türkiye’ye sadece 3(ÜÇ) ALMANCA ÖĞRETMENİ atandı.Tüm hayallerim,hayatım bir yıl daha ertelenmek zorunda kaldı.Pes etmedim bu yıl tekrar hazırlandım ve girdim kpss ye.Lütfen bu yıl yakmayın bizi en az 1000 ALMANCA ÖĞRETMENLİĞİ için KONTENJAN verin.Sizler de biliyorsunuz ki ALMANCA ÖĞRETMENİ AÇIĞI ÇOK FAZLA, çok sayıda anadolu lisesi var ve 1 YIL DAHA ALMANCA DERSLERİNİN BOŞ GEÇMESİNE İZİN VERMEYİN BİZ HAYATI BAHARINDA GENÇ ÖĞRETMENLERE FIRSAT VERİN DE MESLEĞİMİZİ OLMAMIZ GEREKEN YERDE İCRA EDELİM…EN AZ 1000 KADRO TALEP EDİYORUZ.

Atanamayan Almanca Öğretmeni; Yasemin Karabaş

Frauen in Wirtschaft und Gesellschaft

Frauen tragen entscheidend zu Wohlstand und gesellschaftlicher Stabilität bei. Auf dem 2. Deutsch-Arabischen Frauennetzwerkforum sprachen Außenminister Westerwelle und Bundesfamilienministerin Schröder über die wichtige Rolle von Frauen für die arabischen Reformprozesse.

 

Zu der Konferenz im Auswärtigen Amt trafen sich mehrere hundert Teilnehmerinnen aus Wirtschaft, Politik und Verbänden. Außenminister Westerwelle betonte, wie vielschichtig die aktuelle Lage in den arabischen Ländern sei. Er sehe aber zur Zeit eine “historische Chance, Menschen- und Frauenrechte in den Verfassungen nachhaltig zu verankern.”

An der Veranstaltung nahm auch die tunesische Ministerin für Frauenangelegenheiten Sihem Badi teil. Bundesfamilienministerin Schröder hatte sich mit Sihem Badi bereits im März und im Juni 2012 getroffen, um sich über die Situation von Frauen in Tunesien zu informieren.

Schröder nannte die Gleichberechtigung von Frauen und Männern in der Verfassung unabdingbar: “Kein Land, das dauerhaft Frieden und Fortschritt möchte, kann auf die Ideen, die Kraft und die Erfahrungen von Frauen verzichten.” Und umgekehrt seien wirtschaftliche Fortschritte notwendige Begleiter für den Aufbau einer Demokratie.

Weitere Anstrengungen notwendig

Um den institutionalisierten Austausch in die Praxis umzusetzen, beteiligen sich Auswärtiges Amt und Bundesfamilienministerium an einer sogenannten Transformationspartnerschaft mit ganz konkreten Projekten. So wurden beispielsweise Mentoren-Paare aus deutschen und tunesischen Unternehmerinnen gebildet.

Bundesministerin Schröder ermutigte die arabischen Frauen, auch weiterhin für mehr Freiheit und Teilhabe in Wirtschaft und Gesellschaft einzutreten. Sie erinnerte an den langen Weg, den man in Deutschland bis zur rechtlichen Gleichstellung von Männern und Frauen habe zurücklegen müssen. Was die tatsächliche Gleichberechtigung angehe, bedürfe es selbst heute noch großer Anstrengungen.

Euro bölgesinde sanayi üretimi azaldı

Euro Bölgesi’nde sanayi üretimi temmuz ayında yüzde 1,5 oranında azalırken, Avrupa Birliği’nde (AB) ise yüzde 1 geriledi. Ekonomistlerin beklentisi Euro Bölgesi’nde sanayi üretiminin yüzde 0,3 oranında azalması yönündeydi.

Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) yayımladığı verilere göre, 17 üyeli Euro Bölgesi’nde Temmuz ayında sanayi üretimi önceki aya göre yüzde 1,5 oranında, 28 üyeli AB’de ise yüzde 1 oranında düşüş gösterdi. Euro Bölgesi’nde sanayi üretimi haziran ayında yüzde 0,6 oranında, AB’de ise 0,9 oranında artmıştı.

Yıllık bazda ise sanayi üretimi, Euro Bölgesi’nde yüzde 2,1 oranında, AB’de yüzde 1,7 oranında düşüş kaydetti.

AB üyeleri arasında sanayi üretiminde aylık bazda en fazla düşüş yüzde 8,7 ile İrlanda, yüzde 6,7 ile Malta, yüzde 3,2 ile Portekiz, yüzde 2,8 ile Yunanistan ve yüzde 2,3 ile Almanya’da gerçekleşti. En fazla artış ise yüzde 3,3 ile Litvanya, yüzde 2,3 ile Danimarka, yüzde 2,1 ile Estonya ve yüzde 2 ile Finlandiya’da görüldü. İngiltere’de temmuz ayında sanayi üretiminde değişim yaşanmadı.

Sanayi üretiminde yıllık bazda en fazla düşüş yüzde 8,2 ile Yunanistan’da gerçekleşirken, bunu yüzde 7,9 ile İrlanda, yüzde 7,7 ile Malta ve yüzde 6,2 ile İsveç izledi. Sanayi üretimi en fazla artan ülkeler ise yüzde 7,8 ile Estonya, yüzde 7,3 ile Romanya ve yüzde 3,8 ile Polonya olarak sıralandı.

BRÜKSEL (AA)

Merkel will İnternationale Untersuchung

Bundeskanzlerin Angela Merkel telefonierte mit dem Präsidenten der Palästinensischen Autonomiebehörde, Mahmoud Abbas

Bundeskanzlerin Angela Merkel telefonierte mit dem Präsidenten der Palästinensischen Autonomiebehörde, Mahmoud Abbas. So, der Sprecher der Bundesregierung, Ulrich Wilhelm, teilt mit, dass Bundeskanzlerin Merkel in einem Telefonat mit dem Präsidenten der Palästinensischen Autonomiebehörde, Mahmoud Abbas, ihre Bestürzung über den Verlust von Menschenleben infolge der israelischen Militäraktion vor dem Gaza-Streifen zum Ausdruck gebracht hat.

 

Nach Erklärung des Sprechers, wären beide sich darin einig, dass entschlossene Schritte zur Deeskalation der Lage erforderlich sind und insbesondere eine umfassende, transparente Untersuchung der Ereignisse erfolgen müsse. Wilhelm sagte „Die Bundeskanzlerin hat dabei vorgeschlagen, dass sich Vertreter des Nahost-Quartetts, dem die EU, die UNO, Russland und die USA angehören, an der Untersuchung beteiligen. Die beiden Gesprächspartner waren sich auch einig in ihrer Forderung, dass Israel die Grenzen des Gaza-Streifens für humanitäre Hilfsleistungen und den Wiederaufbau öffnen sollte.“

 

Der Sprecher der Bundesregierung erklärte „Die Bundeskanzlerin hat Präsident Abbas darin bestärkt, im Hinblick auf den Nahost-Friedensprozess mit den indirekten Gesprächen unter amerikanischer Vermittlung  fortzufahren. Präsident Abbas dankte der Bundeskanzlerin für ihre Initiative zur Gründung eines deutsch-palästinensischen Lenkungsausschusses, der erstmals vor zwei Wochen in Berlin unter Leitung von Bundesaußenminister Guido Westerwelle und Premierminister Salam Fayyad getagt und eine Reihe von konkreten Ergebnissen erzielt hatte.“